"sevgili, seninle biz bir pergel gibiyiz;
iki başimiz var, bir tek bedenimiz.
nereye dönersek dönelim seninle
nihayet başbaşa verecek değil miyiz?" diyerek, harika bir betimleme yapmış;
"benim halimden haber sorarsan,
bir çift sözüm var sana, yürekten
sevginle gireceğim toprağa,
sevginle çikacağım topraktan." diyerek bir sevgiliye edilebilecek en büyük yemini yazarak beni kendine hayran bırakan ünlü şairdir. aynı zamanda ilim-irfan adamı, müneccim ve kesinlikle önemli bir filozoftur. rubailerini okuyup, biraz düşünebilen her insan için bir yol göstericidir.
benim gökyüzümde babam tesla ve dedem einstein'den sonra, en parlak yıldızdır...
kesinlikle bir dahi ve fars edebiyatı'nın en büyük ustası. yapıkredi yayınlarından çıkan semerkant adlı kitapta çok güzel anlatılmıştır. rubaileri insana kendini kaybettirecek kadar derin anlamlar içerir. kendisine dinsiz yaftası yapıştırılsa da o aslında rubailerinde tanrı'yı yüceltir.
cennette huriler varmış, kara gözlü
ıçkinin de ordaymış en güzeli
desene biz çoktan cennetlik olmuşuz
bak bir yanda şarap, bir yanda sevgili...
gerçek adı gıyaseddin ebu'l feth ibrahim el-hayyam'dır. horasan nişapur'do doğmuş ve ölmüştür. mutlu yaşamak için akılla bağdaşmayan her türlü fikirden arınmak gerektiğini anlatır rubailerinde.
iran selçuklularının son zamanlarına rastlayan dönemin büyük bilgin ve şairidir. 58 yıl yaşadığı, hakim-i senai'nin üstadı olan şeyh muhammed mansur'un rahle-i tedrisatından geçtiği ve hiç evlenmediği bildirilmektedir.
döneminde yaşanan siyasi çekişmeler yüzünden kendisine ait olmayan onlarca rubai kitaplarının içine sokulmuştur. dönemin siyasi kargaşası da ehl-i beyt-i muhammedi'nin katledilmesinin ardından bazı grupların hz ali'yi ilahlaştırmaya gitmesi ve bunların da dönemin şiirlerine yansıması. peygamber torunlarının katili, yezide yuh demeden de geçemeyeceğim
hayyam ise bu sevgiyi derinden yaşamış ama bir ilahlaştırma yapmamıştır.
bir elimizde kuran bir elimizde şarap sözü ile insanın nefs ve ruh arasında gidip gelmekte olduğunu insanın bu savaşını anlatmıştır. edebiyat bilginleri de şarabın, üzümden elde edilen bir şarap olmadığını ve bunun mecazi bir anlatım olduğu onaylanmaktadır.
özetle hayyam devrinin büyük alimi, matematikçisi, şairi, ilahi aşkın zirvesinde bir adam. ruhu şad olsun. aşk-u niyaz ile selam olsun.
hakkında yazacak o kadar çok şey olan ender insanlardan biri. kimlierinin "şarapçının teki" deyip geçtiği*, ben dahil kimilerinin de önünde eğildiği, belki de tarihte en yanlış tanınan insanlardan biri.
ortaokul yıllarında tarih derslerinde nizam-ül mülk okutulurken, haşhaşiler ( hasan sabbah )anlatılırken adı bile geçmeyen ama aslında bu ikisiyle can dost - diş tırnak düşman olan, yaradan yoldaşı, büyük matematikçi, büyük filozof, büyük astronom, büyük inisiye, büyük insan.
ne yazsam eksik kalır, yetmez onun hakkında. ondaki tanrı sevgisinin, tanrı korkusunun yüzde biri bende olsa gözüm açık gitmezdi bu dünyadan.
cok fazla asina olmadigimiz ancak cok zengin ve arastirmaya deger olan farsi edebiyatinin nispeten bilinen sahislarindandir. gunumuz konjonkturune uymasi ve yerinde bir tespit olmasi hasebiyle yukarida bahsi gecen * rubai dortlugu su sekildedir:
bir elde kadeh, bir elde kuran;
bir helaldir isimiz, bir haram.
su yarim yamalak dünyada
ne tam kafiriz, ne tam müslüman!
amin maalouf'un semerkant'ta biraz daha çağdaş, biraz daha hayal ürünü de olsa can verdiği bir carpe diem savunucusu, zeki gökbilimci, yaratıcı matematikçi, hassas şair, unutmadan, şarapsever.
1048'de doğan, 1131'de doğduğu kentte hayatla vedalaşan nişapurlu ömer hayyam, yahut giyaseddin ebu'l feth bin Ä°brahim el hayyam, gençlik yılları pek de iyi bilinmemekle birlikte iyi bir eğitim alır, zamanın bilimde iddialı olan kentleri belh, buhara, merv'de ve bir süre de bağdat'ta bulunur ve müderrislik yapar.
semerkant'ta karşılaştığı "devletin düzeni" nizamülmülk'ün davetiyle ısfahan'a gider ve melikşah'ın kurdurduğu rasathanede de çalışır. nizamülmülk'ün onun zekasını hayalindeki devleti inşa ederken kullanma isteğini kibarca reddetse de, yerine kaderin cilvesiyle bir han odasında tanıştığı, zekası ve bilgisiyle göz dolduran, lakin dark side'a geçme eğilimi göze çarpmakta olan * genç hasan sabbah'ı önerir. tarihin ilk terör örgütünün kuracak kişiye yol göstereceğini, hatta onun hayatının bağışlanmasını isteyip sapkın bir tarikatın gelişiminde rol oynayacağını nereden bilebilirdi ki insancıl hayyam?
cebir risaliyesi ve meşhur rubaiyat en önemli eserlerindendir, çağının tüm bilgilerine vakıf olduğu söylenir. fikrimce, günümüzde de yaşasa çağının ötesinde olacaktır bu bilge, kafası dünyanın geri kalanı gibi işlemez, deli bir dahidir belki mevzubahis.
yıldızların dünya siyasetine yön verebildiği yıllarda hükümdar ve önde gelen devlet adamlarının yıldız fallarına baktığı söylenir, ayrıca pascal üçgeninin esasen hayyam tarafından bulunduğu, analitik geometrinin babası olarak bilinen descartes'tan 600 yıl önce analitik yöntemlerle denklem çözme yöntemleri geliştirdiği (ki harezmi ondan da önce davranmıştır, ayrı bir mesele) iddia edilir, ne yazık ki her çalışmasını kitaplaştırmaması, yahut kitaplarının günümüze ulaşamamış olması nedeniyle hazmetmek zorundayız hakkının yendiği gerçeğini. aslında aşağıdaki rubainin sahibinin o kadar önemseyeceğini sanmıyorum bu talihsizliği;
gerçeği bilemeyiz madem, ne yapsak boş;
ömür boyu kuşku içinde kalmak mı hoş?
aklın varsa kadehi bırakma elden
bu karanlıkta ha ayık olmuşsun, ha sarhoş.
"dünyada akla değer veren yok madem
aklı az olanın parası çok madem
getir şu şarabı alsın aklımızı
belki böyle beğenir bizi el alem" dizelerinin sahibi şahısdır...
Hayyam'ı anlamak ya da sevmenin inançlı olmak ya da olmamakla değil, sadece ve sadece insan olmakla bir ilgisi vardır. zira hayyam rubailerinde zaaflardan, arzulardan, aşklardan bahseder. bunlar da genel olarak insanlığın evrensel halleridir. sofuluk ve yobazlığın kara sularında boğulanlar zaten ne hayyam'ı anlayabilir ne de bu "insani" durumları. hayyam hiç bir zümre tarafından kullanılamaz çünkü şiirlerini okuyanlar bilir; hayyam lafı döndürüp dolandırmadan yazar. onun tarzında anlamlar arkasına gizlenme yoktur ki rubaileri başka yerlere çekilsin. ayrıca insanları kolaylıkla "inançlı" ve de "inançsız" olarak ayıranlar, bu durumun ortaya çıkarabileceği problemleri sanırım pek düşünmüyorlar. sanırım kendilerini buna karar verebilecek kadar yetkin görüyorlar. son olarak inançsız damgası yemek uğruna bir hayyam dizesi sunayım;
sevgiyle yoğurulmamışsa yüreğin,
tekkede manastırda eremezsin.
bir kez gerçekten sevdinmi bu dünyada,
cennetin, cehennemin üstündesin.
'ben imanı yargı korkusu, duası secde olanlardan değilim. güle bakarım, yıldızlara bakarım, yaradılışın güzelliğine hayran kalırım.
yaradanın en büyük eseri olan insana , bilgiye açlık duyan beynine, sevgiye susamış yüreğine, duyularına, uyanmış ve ya doyuma ulaşmış tüm duyularına hayranlık duyarım.'
ve
'hayyam yalnızdın sevgilinin yanında, şimdi gitti artık ona sığınabilirsin.'
yaşadığı dönemin yobaz ortamında bunları diyebilmiş insan.
x olarak terminolojiye döktüğümüz, matematiğin bilinmeyen simgesini bulan , matematikçi filozof şair ve yazar.
öklitin , pisagorun teorilerini geliştirmesini sağlayan geometri uzmanı, filozof , düşünür.bu coğrafyanın yetiştirdiği en büyük beyin.
döneminin karanlıkları içerisinde aydınlıklarla yalnız kalan bilim insanı.
kendisini sadece şarapçı diye tanıtanlara inat, gazalinin yıktığı analitik bilimsel osmanlı dönemi aydınlanma felsefesinin yegane fikir emekçisi.
bu dünyanın gördüğü , 5 milyarlık insan sürüsünden çıkan ve şans eseri bu toprakların coğrafyasına kısmet olan 2-3 büyük dehadan birisi.
perada hayyam isimli meyhaneye ilham kaynağı olmuş, yıllardır rakı keyfinin üstüne ayakta şiir okuduğumuz efsane mekanın isim babası.
beyoğlundan kasımpaşaya inerken adına semt olan büyük filozof.
Ä°nsanın köleleşmesine ve tabulara esir olmasına karşı çıkan yegane bilim aşığı.
adil davranmadıktan sonra
hacı hoca olmuşsun kaç para
hırka , tesbih , post , seccade güzel ama
tanrı kanar mı bunlara
****
kul olup bir güzele gönülden
geçtik her bağdan , her tövbeden
herkes koyu müslüman döner
biz putperest döndük kabeden
ayrıca istanbul'da bir semt. kasimpasa civarinda bulunur.
astronomik gozlemler yapmıştır. bu gözlemler tamamlandığında; hem zic-i melikşahi adlı zic ve hem de el-tarih el celali denilen celaleddin takvimi düzenlenmiştir. celaleddin takvimi, bugün kullanmakta olduğumuz gregorius takviminden çok daha didaktiktir.
babası çadırcı olan ve çadır da "hayme" demek olduğu için "hayyam" adıyla şöhret bulan ve hakkında hüküm verilmesi* güç, derin insan. harold lamb'in güzel bir eseri vardır hakkında...
fıkıh ,ilahiyat, kiraat, edebiyat, tarih, fizik ve astronomi piri
yaşadığı devirde doğduğu tarihi ve günü bilen belki de tek insan
ibni sina'dan sonra doğunun yetiştirdiği en büyük bilgin
eserlerinin birçoğunu kaleme almayan bugün bildiğimiz pek çok teoremin (örn;pisagor) isimsiz kahramanı
ama hepsinden de öte tarihe adı geçmiş yaşamın her danlasının tadını almayı bilen şarap aşığı
dünya dediğin bir bakışımızdır bizim;
ceyhun nehri kanlı göz yaşımızdır bizim;
cehennem, boşuna dert çektiğimiz günler,
cennetse gün ettiğimiz günlerdir bizim.
güzelliğe düşkünlüğü; bitmek tükenmek bilmeyen yaşama sevgisi; hiçbir kurala ,kalıba ,şekle sığmyan ,çağının sınırlarını zorlayan ve aşan
sürekli soru işaretleriyle yoğurduğu,kendisine anlam veremeyen köhne beyinlerce en sonunda "kafir,zındık,sarhoş" ilan edilen yersiz yurtsuz alim;
var mı dünyada günah işlemeyen söyle:
yaşanır mı hiç günah işlemeden söyle;
bana kötü deyip kötülük edeceksen,
yüce tanrı, ne farkın kalır benden, söyle.
hayran olunası bilgi dağarcığına zerre kadar kıymet vermeyen ve aşağıdaki dizeleri de okuduktan sonra en sonunda "bu adam ne istiyordu yahu?" dedirttiren yaşadığı devirde anlaşılammış ve belki de hala anlaşılmayı bekleyen insan
bilgiyi rehber edinenler yazık ki öküzü sağmaya çalışanlara benzerler. onlar aptal kıyafetine bürünmüş olsalar daha yeridir. Çünkü bugün bilginin karşılığı çarşıda bir tutam ot etmez..
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.